Adres

Breaking

25 Aralık 2016 Pazar

Akıl Gelişiminin Üç Aşaması

Akıl gelişiminin üç aşaması vardır:
  • Buluğ (akla erişmek)
  • Rüşd (kendi kendine doğruyu bulabilmek)
  • Kemal (başkasına da doğruyu gösterebilmek)
Belirtmek gerekir ki bu aşamalar başlangıç değil, sonuç yani tamamlama aşamalarıdırlar.

Buluğ Çağı
Akıl buluğu hemen hemen cinsel buluğdan önce başlar. Daha doğrusu ergenlik öncesi çocuğun akli yeteneğindeki gelişme onun cinsel yeteneğindeki gelişmeden daha belirgin olarak farkedilir.
Henüz cinsel ergenliğe ulaşamamış 9-10 yaşlarındaki bir çocuk, somut olan iyiyi somut olan kötüden ayırabilir. Bir bebeğin yoktur ama bir çocuğun "Temyiz" (ayırt edebilme) gücü vardır. Ancak yine de akıl buluğunun cinsel buluğ ile tamamlandığını kabul etmek daha mantıklıdır. Çünkü çocuk henüz cinsel farkındalığa sahip değildir. Cinsel farkındalık ile akli bakımdan yeni bir evreye girer ve ona da buluğ (erişkin, yetişkin) çağı diyoruz.
Çocuğun aklı kullanma ve kavrama kabiliyeti bebekliğin sonunda başlar ve ergenliğe kadar devam eder. Çocuk neyin kendisine zarar ve neyin fayda verdiğini çok erken yaşlarda bilir ve öğrenir.
Akli bakımdan buluğa ermek demek, aklının sistematik olarak verilen her bilgiyi kavrayabileceği anlamına gelir. Sözgelimi bazı şeyleri 7-8 yaşındaki çocuklara öğretemezsiniz. Henüz onu kavrama yeteneğine sahip değildir. Ancak ergenliğe eriştiğinde genelde kendisine verilen her bilgiyi kavrayabilecek bir yeteneğe erişmiş olur.
Günümüzde 12-18 yaş arasındaki lise çocuklarının; büyüklerin bile kolayca üstesinden gelemeyeceği son derece karmaşık matematik denklemlerini, kimya formüllerini, fizik problemlerini çok rahat bir şekilde çözebilmeleri, buluğun aklı kullanabilme potansiyelini tam olarak ortaya çıkardığını kanıtlıyor.
Buna zeka diyebiliriz, çocuklar ergenliğe eriştiklerinde zekaları tamamlanmış olur.
Rüşd Çağı
Esasen ergenliğe girdikten sonra bir sonraki aşama olan Rüşd süreci başlar. Peki Rüşd nedir? Rüşd kavrama yeteneğinin iyiyi doğruyu kötü ve çirkinden ayırt edebilecek bir bilgi sistemine sahip olmaktır. Rüşd doğru bir bilgi ve deneyim sahibi olmaktır.
Misal olarak 13 yaşındaki ergen oğlumla kendimi kıyasladığımda arada bir zeka farkı göremedim. Hatta benden daha zeki olduğunu söyleyebilirim. Ama o henüz yeterince bilgili deneyimli değil ve hayat tecrübesine sahip değil. Aradaki temel fark bu.
Rüşd orta yaşta bilhassa 40 yaşında doruğuna ulaşır. Şimdi konuyla ilgili Kuran'dan bir kaç örnek vermek istiyorum.
Yusuf süresi 22. ayetinde Hz. Yusuf'un ergenliğe girdikten sonraki hali şöyle tasvir edilir:
وَلَمَّا بَلَغَ اَشُدَّهُ اٰتَيْنَاهُ حُكْمًا وَعِلْمًا وَكَذٰلِكَ نَجْزِى الْمُحْسِنٖينَ
"(Yusuf) erginlik çağına erişince, artık kendisine hüküm ve ilim verdik. İşte biz, iyilik yapanları böyle ödüllendiririz."
(Kasas süresi 14. ayette de aynı ifade Hz. Musa (as) için kullanılmıştır.)
Böylece Hz. Yusuf’a (as) yada Hz. Musa’ya (as) ergenlikten sonra ilim ve hikmet yani yargılama gücü verilmektedir. İfadedeki “beleğa eşuddehu” (güçlü çağına erişmek) anlamına gelir. Bununla hem fiziksel hem de akli olgunluk kastediliyor. Aklın bu sürecine rüşd diyoruz. Şimdi rüşd ile ilgili ayetlere bakalım:
Nisa süresi 6. ayet:
وَابْتَلُوا الْيَتَامٰى حَتّٰى اِذَا بَلَغُوا النِّكَاحَ فَاِنْ اٰنَسْتُمْ مِنْهُمْ رُشْدًا فَادْفَعُوا اِلَيْهِمْ اَمْوَالَهُمْ
“Yetimleri, nikaha erişecekleri çağa kadar deneyin; şayet kendilerinde bir (rüşd) olgunlaşma gördünüz mü, hemen onlara mallarını verin.”
Burada Rüşd’ün “doğruyu bulma hususunda kendi kendine yeterlilik” olduğunu görüyoruz. Onlar rüşde erişince yani ne yapmaları gerektiği konusunda kendi kendilerine yeterli hale gelince artık onların mallarını onlara verin. Çünkü kendi mallarını yönetebilecek bir olgunluğa erişmişlerdir.
Yine Enbiya süresi 51. ayet:
وَلَقَدْ اٰتَيْنَا اِبْرٰهٖيمَ رُشْدَهُ مِنْ قَبْلُ وَكُنَّا بِهٖ عَالِمٖينَ
“Andolsun, ondan önce de İbrahim'e rüşdünü vermiştik ve biz onu bilenler idik.”
Bu ayet Hz. İbrahim’in babası ve kavmi ile putlar hakkında ilk tartışmasına atıf yapar.
Rüşd sürecinin tamamlanması yani rüştte en yüksek seviyeye gelmek de orta yaş yada 40 yaşında erişilir. 40 yaşından sonra kişinin Rüşd çağı tamamlanır ve Kemal çağı başlar. Bu yüzden peygamberlik genellikle 40 yaşında verilmiştir.
Şimdi konuyla ilgili olarak Ahkaf süresi 15. ayete bakalım:
وَوَصَّيْنَا الْاِنْسَانَ بِوَالِدَيْهِ اِحْسَانًا حَمَلَتْهُ اُمُّهُ كُرْهًا وَوَضَعَتْهُ كُرْهًا وَحَمْلُهُ وَفِصَالُهُ ثَلٰثُونَ شَهْرًا حَتّٰى اِذَا بَلَغَ اَشُدَّهُ وَبَلَغَ اَرْبَعٖينَ سَنَةً قَالَ رَبِّ اَوْزِعْنٖى اَنْ اَشْكُرَ نِعْمَتَكَ الَّتٖى اَنْعَمْتَ عَلَیَّ وَعَلٰى وَالِدَیَّ وَاَنْ اَعْمَلَ صَالِحًا تَرْضٰیهُ وَاَصْلِحْ لٖى فٖى ذُرِّيَّتٖى اِنّٖى تُبْتُ اِلَيْكَ وَاِنّٖى مِنَ الْمُسْلِمٖينَ
“Biz insana, 'anne ve babasına' iyilikle davranmasını vasiyet ettik. Annesi onu güçlükle taşıdı ve onu güçlükle doğurdu. Onun (hamilelikte) taşınması ve sütten kesilmesi, otuz aydır. Nihayet güçlü (erginlik) çağına erip kırk yaşına ulaşınca, dedi ki: "Rabbim, bana, anne ve babama verdiğin nimete şükretmemi ve senin razı olacağın salih bir amelde bulunmamı bana ilham et; benim için soyumda salahı ver. Gerçekten ben tevbe edip Sana yöneldim ve gerçekten ben müslümanlardanım.”
Burada kırk yaşının rüşdün en üst seviyesi olduğunu görüyoruz.
Eskiden Mekke’de yönetim kurumu olan Dar’un Nedve’ye katılabilmek için kişinin kırk yaşını tamamlamış olması gerekiyordu.
Ergenlik yaşı seçme(n) yaşı iken, rüşd yaşı da seçilme(n) yaşı olmaktadır.
Rüşd’ün tersi zıddı da sefih’tir. Doğruyu yanlıştan ayıramayan kişidir. Nisa süresi 5. ayette bundan bahseder:
وَلَا تُؤْتُوا السُّفَهَاءَ اَمْوَالَكُمُ الَّتٖى جَعَلَ اللّٰهُ لَكُمْ قِيَامًا
“Allah’ın size geçim kaynağı kıldığı mallarınızı sefih kişilere teslim etmeyiniz. Yine de bunlarla onları rızıklandırıp giydirin ve onlara güzel (maruf) söz söyleyin.”
Nisa 5. ayette sefih kişilere malları teslim etmeyin derken, Nisa 6. ayette de rüşdüne erişen kişiye mallarını verin diye buyurulmuştur.
İrşad ise rüşd eylemini uygulamaktır. Yani birine doğru yolu göstermek, akıl vermek, rehberlik etmektir. İrşadı uygulayan kişi de mürşid olup sadece doğruyu bulan/bilen değil, aynı zamanda doğruya eriştiren kişidir. Kılavuz ve rehberdir. Ancak kamil kişi mürşid olabilir. Bu yüzden Mürşidi kamil denilmiştir.
Kemal Çağı
Kemal çağı bilgelik çağıdır ve genellikle kırkından sonra başlar. Her insan rüşdüne ermelidir ama her insan kemale eremez. Kişinin kemale erebilmesi için rüşd çağı boyunca kendini terbiye etmesi ve geliştirmesi gerekir. Dönüştürücü bir disiplin bir öğreti ve bir mürşid gerektirir.
Esasen kemal çağı bir yetkilendirme gerektirir. Buna kadim dinler inisiye, tasavvufta el verme, medresede icazet, çağdaş eğitim sistemlerinde ise diploma adı verilir. Kişi yetkinliğini (kemalini) yetkin bir kişiden yada yetkin bir kurumdan alır.
Peygamberlerin yetkilendirmesi ise yine Allah tarafından vahiy yoluyla yapılır. Daha önce örnek verdiğim Yusuf süresi 22. ayette “O olgunluk çağına varınca ona ilim ve hikmet verdik” denilmiştir. Yani peygambere bilgelik ve yetkilendirme Allah tarafından yapılmaktadır.
Tüm gerçek imamlar, alimler, aydınlar, şeyhler, mürşidler, bilgeler kemal çağına varmış kişilerdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

middle ad